Küçük yaştan beri bulmacalara ilgi duyarım. Çengel, sudoku, kare, ayırt etmeden elime geçen her bulmacayla bir mücadelem olmuştur muhakkak. İlk başladığım zamanı hatırlıyorum da kelime ve sayı yerleştirme vazgeçilmezimdi. Sözcük dağarcığı henüz gelişmemiş ve çok kısıtlı sosyal çevreye sahip bir çocuk için en doğrusunu tercih etmişim açıkçası. Bir öğretmen olarak şimdilerde daha bilimsel bakabiliyorum o günlere; Tercihlerimin sebeplerini ve sonucunda bana sağladığı katkıları daha net görüyorum. Ve iyiki bulmacayla tanışmışım diyorum.
Bulmaca insan zihnini geliştiren ve dilini zenginleştiren bir unsur benim için. Ondan öğrendiğim havalı kelimeleri gündelik hayatımda kullanmaksa beni toplumdan ayırıyor gibi. Belkide olması gerekeni ben konuşuyorum henüz çok fazla kirlenmemiş lisanım ve kendime göre düzgün diyebileceğim aksanımla. Amacım eskiye dönüş değil bu kelimeleri kullanırken. Dil moda değildir, eski İspanyol paça pantolonunu dolap çıkarmak kadar kolay olmaz eski dili yaşatmak. Amacım daima gündelik hayatta ki kullanım dilini monotonluktan kurtarmak olmuştur. Hep tercih edileni değil alternatifleri kullanırım ara sıra. İlginç bir şekilde dikkat çekicidirler.
Biraz bilgiç bi tip olduğumu düşünebilirsiniz yada bilgiçlik taslayan. İnsanların "ne dedin sen" bakışları beni cezbediyor kabul. Ama bu benim değil aldıkları eğitimin, sosyal çevrelerinin, ilgi ve alakalarının suçu. Bilmek benim ekstram değil standartım. Bu ülkenin öz dilini kullanmamdan daha doğal ne olabilir ki?
Kpss stresi içinde biraz olsun rahatlama fırsatı bulduğum için her gün bir yada iki gazetenin bulmacasını çözmeye çalışırım. Benim için gazeteler "şu görüşün, bu görüşün" değil bulmacası olan ve olmayan olarak ayrılır.
Önceleri, sayı ve kelime yerleştirme aşamasını geçtikten hemen sonraki dönem, asıl yarimi tam sayfa olan çok karmaşık bir düzen gibi gözüken çengel bulmacayla ilk tanıştığım zamanlar. Dediğim gibi dil gelişimim kısıtlı bir sosyal çevrede gerçekleşti. Haliyle bu bulmacalarda boyumu biraz aştı. Ancak herşeyin bir oluru vardır. Bende bulmacanın yanında; bir Türkçe sözlüğü, bir fen bilimleri kitabından yırtılmış periyodik tablo, ve önceden çözülmüş bulmacalarımı bulundururdum. İlk ikisi tamamda ilk bulmacada çözdüklerim ne işime mi yarayacak ? Bunu açıklama gereği duydum çünkü bu bana çok büyük haz verirdi. Sözlükte bulamadığım sözcüklerin çıkmış harflerini farklı bulmacalardan bir araya getirmek gibi dahianece bir yöntemim vardı.
Gel zaman git zaman bilgisayarla tanıştım ve o cihazlardan birine sahip oldum. Ama bulmacadan vazgeçmedim asla. Hatta artık bulmaca çözmede bir yadımcımda oydu. Internet muazzam bi oluşumdu gözümde. Bilmediği kelime, bilgi yoktu. Bu sayede çok kelime öğrendim diyebilirim.
Bu blog da bu amaca hizmet etmek için kuruldu. Belki hala bulmaca çözen, bilmediği kelimeleri araştıran güzel çocuklar vardır.
Saygı ve sevgilerimle ☺
26 Nisan 2016 Salı
Misyon ve vizyonumuz :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder